Daha önce de belirtmiştim beynin saatte kullandığı karbonhidrat(ki karbonhidratın formu sadece glikoz) yaklaşık 6 gram.Ve beynin fonksiyonlarını yerine getirmesi için gerekli olan karbonhidrat bazı kaynaklarda 130 gram, bazı kaynaklarda 144 gram.Bahsettiğiniz kişinin ketojenik diyet yaptığını belirtmişsiniz.Yani karbonhidrat almıyor neredeyse.Low carb dediğimiz türden.Burada karbonhidrat yoksa beyin nasıl işlevlerini yerine getiriyor diye düşünmeniz doğal.Açıklayım:
Aminoasit, gliserol ve laktik asit gibi karbonhidrat olmayan kaynaklardan glikozun sentezlenmesine glikoneogenezis diyoruz.Diyette karbonhidrat olmadığı zaman karaciğerde bulunan glikojen bu gereksinmeyi sadece 10-18 saat süreyle karşılayabilir.Daha sonra glikojen depoları tükenir ve glikoz; glikoneogenetik yolla aminoasitler, gliserol ve laktik asitten üretilir.Glikoz bulunmadığında glikoneogenezis; karaciğer, adipoz doku ve beyin gibi organlara glikoz sağlayan önemli bir kaynaktır.Yani ketojenik diyette glikoz bu şekilde sağlanır.Ayrıca Galaktozdan fruktozdan da glikoz sentezlenir.Örneğin galaktozdan; galaktoz-->UDP galaktoz-->UDP-glikoz-->Glikoz şeklinde glikoz sentezlenir.Basamakları kısaltarak yazdım anlaşılır olması için.Kısaca, her türlü vücutta glikoz sentezlenir ve beyin tarafından kullanılır.Glikoneogenezise dönecek olursak; Glikoneogenezisin oluştuğu başlıca organ ise karaciğerdir.Ancak 1/10 kadarı böbrekte de olur.Burada önemli olan glikozun vücuda alınıp sindirilip beyine ulaştırılacakken; alınmayıp bu yolla karaciğerde metabolik olarak üretilip beyne sağlanması.Yani karaciğeri boşa yıpratmak ve yormak.Böbrekte cabası.
Bir de şöyle bir durum var.Karbonhidrat bu kadar az alınıyorken bir hoca yağı da az alıyordur ve protein ağırlıklı besleniyordur(yeni başlayanlar için yazmış olduğu programın içeriğindeki protein miktarından bu sonuca varmak mümkün).Fazla protein tüketiminin bir çok etkisi var vücutta.Kemiklerden kalsiyum çekilmesinden tut, tamponlamaya, kanın asitliğinin arttığına dair bir çok çalışma mevcut.Ayrıca proteinlerin atım ürünü olan ürenin vücuttan uzaklaştırılmasj için idrar çıkışını arttırdığı, böylece vücuttan daha fazla sıvı kaybedildiği ve dehidrasyona neden olduğu gösterilmiş.Bir ayrıca daha; fazla protein alımı karaciğer ve böbreklerin daha fazla yorulmasına neden olduğu gösterilmiştir.Burada fazla protein alımı ve ketojenik diyetin organlar üzerine etkilerini gösteren bir çok çalışma gösterilebilir.
Bu arada unutmadan, Bahsettiğiniz hocanın yeni başlayanlar için bir beslenme programına rastlamıştım.Egzersiz ve antrenman bilgisine saygı duyarım ancak "hoca" dahi olsa o şekilde beslenme programı sunuyorsa, beslenme konusunda kendisine katılmam.Bir de bir çok sporcu sadece gidip kan testi yaptırıp kan değerlerine baktırıyor.Altın standart kemik ölçüm makinasında femur başlangıcında kemik erimesi olup olmadığına baktırsa nasıl bir sonuç görür acaba?Ya da karaciğer ve böbrek fonksiyon testi yaptırsa?Söylediğiniz gibi olumsuzluk "0" olamaz emin olun.O kadar bilimsel çalışma ve sonuçlar boşa yapılıp, sunulmuyor.
--- Mesaj birleştirildi, 30 Mart 2015 ---
Karbonhidrat olmadan yaşarsınız evet.Yağ olmadan da yaşarsınız.Vitamin almadan da yaşarsınız.Mineral almadan da yaşarsınız.
Ancak;
Ne kadar yaşarsınız?
Ne kadar hasarla yaşarsınız?
Ne şartlarda hangi yaşam kalitesinde yaşarsınız?
Önemli olan bunlar
Genişletmek için tıkla...